Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler
Bir zamanlar, uzak diyarlarda güzelliği ve iyiliği ile ünlü bir prenses yaşarmış. Adı Pamuk Prensesmiş. Pamuk Prenses, beyaz teni, kırmızı yanakları ve siyah saçları ile dillere destan bir güzellikmiş. Ancak üvey annesi, kraliçe, Pamuk Prenses’in bu güzelliğini kıskanırmış. Kraliçe, her gün sihirli aynasına “Ayna ayna, söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?” diye sorarmış. Ayna her zaman “Hayır kraliçem, dünyada sizden daha güzel kimse yok.” dermiş. Ancak bir gün ayna “Pamuk Prenses sizden daha güzel.” demiş. Bu cevabı duyan kraliçe çok öfkelenmiş ve Pamuk Prenses’ten kurtulmaya karar vermiş.
Kraliçe, Pamuk Prenses’i ormanın derinliklerine götürmesi ve orada bırakması için bir avcıya emir vermiş. Avcı, Pamuk Prenses’i ormana götürmüş ama onun masumiyetine dayanamayıp serbest bırakmış. Pamuk Prenses, ormanda dolaşırken küçük bir ev bulmuş. Bu ev, yedi cücenin eviymiş. Yedi cüce, madencilik yaparak geçinen ve ormanın derinliklerinde sakin bir hayat süren yedi küçük adamcıkmış.
Pamuk Prenses, cücelerin evinde temizlik yapıp yemek pişirerek onlarla kalmaya başlamış. Cüceler, Pamuk Prenses’i çok sevmişler ve onu korumaya söz vermişler. Ancak kraliçe, Pamuk Prenses’in hala hayatta olduğunu öğrenince öfkesi daha da artmış ve onun peşine düşmüş. Kraliçe, üç kez kılık değiştirerek Pamuk Prenses’i öldürmeye çalışmış. İlk seferinde zehirli bir tarakla, ikinci seferinde zehirli bir elma ile. Sonunda, zehirli elmayı yedikten sonra Pamuk Prenses derin bir uykuya dalmış ve ölü sanılmış.
Yedi cüce, Pamuk Prenses’i camdan bir tabuta koymuşlar ve onu ormanda saklamışlar. Günler, aylar geçmiş ve bir gün, yakışıklı bir prens ormanda avlanırken Pamuk Prenses’in camdan tabutunu görmüş. Prens, Pamuk Prenses’in güzelliğinden çok etkilenmiş ve ona aşık olmuş. Pamuk Prenses’in tabutunu açıp onu öpmüş ve bu öpücük Pamuk Prenses’i hayata döndürmüş. Pamuk Prenses ve prens evlenmişler ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Kötü kalpli kraliçe ise cezalandırılmış ve krallık huzura kavuşmuş.
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, sevgi, iyilik ve dostluğun her türlü kötülüğe galip geleceğini anlatan bir masal olarak nesilden nesile anlatılmaya devam etmiş.
